Kıbrıs’ta, sevgili Kıbrıs'ın Başbakanı'nın da, Turizm Bakanı’nın da, rehberlerinin de, otellerinin de, halkının da, hatta restaurantlarının da farkında olmadığı müthiş bir yemek kültürü ve çeşitliliği var. Zenginliği de insanların farkında olmayışı da “yok artık” dedirtecek cinsten...
İstedim ki siz bilin, Kıbrıs'ın, kumarhane otellerinden, güzel sahillerden, tatlı konuşan insanlardan ve Kıbrıs sorunundan ibaret olmadığını...
- Çakıstes: Kıbrıs'ın kırık yeşil zeytinidir. Eti kalın ve sıkıdır. Bir de biraz sarımsak, kişniş (gollandro) tohumu, limon suyu ve zeytinyağı ile karıştırıp servis edildi mi efsanedir.
- Karayağ: Bir çeşit zeytinyağıdır. Adı gibi rengi de epeyce koyudur. Eski tip taş değirmende sıkılır. Fırından çıkmış sıcak ekmeği ilk çıkan ılık yağın altına tutup yediniz mi bakın neler oluyor.
- Portakal bahçelerinde yürümek: Kıbrıs'a sonbaharda gelirseniz yeşilden, sarıya turuncuya dönmekte olan bahçelerde gezmelisiniz. Hiçbir Kıbrıslı ne yapıyorsun demez. Baharda gelirseniz de portakal çiçeklerinin kokuları ciğerlerinize iyice dolsun.
- Turunçgil: Yafa, Vaşington, kız memesi, tatlı Leymon, limon, turunç, klementin mandalina, King, Yusuf, bergamut, lime ve daha sayamadığım pek çok çeşit turunçgile sahip Kıbrıs. Ve limonun kabuğundan tadına, mandalinanın kokusundan, portakalların cinslerine göre nasıl tatlarının farklı olduğuna inanamayacaksınız.
- Leymonatta ve mandalina limonatası: Limonata deyince herhangi bir Türkiyeli ne kadar güzel olabilir ki diye düşünebilir. En güzelini hayal edin sonra onu 10’la çarpın.
- Çiçek Suyu: Uzun ismi ile portakal çiçeği suyu. Tam çiçeklerin mis gibi koktuğu zamanda toplanıp gül suyu gibi imbikten geçirilir. Eskiden İzmir'de de yapılan bu adet ne yazıkki Türkiye'de unutulmuştur. Ekmek kadayıfına, güllaca ya da sıcak suyun içine 1 kaşık damlattığınızda müthiş olur.
- Kıbrıs Enginarı: Türkiye'den önce olur enginar Kıbrıs'ta. Böyle küçük ama etli, yapraklarını da ağzınızda sıyıra sıyıra yediniz mi sizden mutlusu olmaz.
- Kıbrıs patatesi: Kırmızı topraklı patatestir. Tadı kızartınca da haşlayınca da inanılmazdır. Kıbrıs'tan Türkiye'ye taşımaya değer.
- Bullez: Uzun ince, pek bir şeye benzemez gibi gözüken köklerin tadını, nefis pişmiş bir tavuk ve patates kızartması arasında bir tat olarak ifade edebilirim. Silkme tekniği ile yani çok yüksek ısıda olmayan yağda uzun süre ara sıra çalkalayarak kızartılır.
- Kolakas: Bullezin biraz büyüğü gibi gözükmesine rağmen, çok daha kısa bir patates tadı gibi düşünebilirsiniz. Ya etli yemeği ya da zeytinyağlısı yapılır.
- Ayrelli: Yabani kuşkonmaz. Türkiye'de yetişen tilkişene göre daha sert, kalın ve karakterlidir. Benim bu mevsim sanırım en tadına doyamadığım güzellik kendisi. Özellikle Lefke dağlarından toplamışlığım da var.
- Macunlar: Ceviz macunu, bergamut macunu, turunç, incir ve daha birçok macun.. Genelde kirece yatırılmış veya diri bir şekilde acısı alınarak yapılmış güzellikler. Macun ikramı Kıbrıs evlerinde bir gelenektir.
- Hellim: Kıbrıs'ın en büyük ihracat malzemesi olmakla birlikte keçi sütü içeren, arası taze naneli, gırç gırç eden hellimin peşine düşmek gerekir.
- Peksemet: Dışı sert, susam, çörekotu,anason ve damla sakızıyla hazırlanmış katır kuturdur. İlk yediğinizde anlayamazsınız ancak yazın karpuz, hellim, peksemet üçlüsünün bir tadına vardınız mı sıkıyorsa vazgeçin...
- Tahinli Çörek: Bizim tahinli çöreğimize benzemekle bereaber genelde daha bol malzemeli ve küçük yapılır. Kıbrıs tahini ayrı lezzetli olduğundan benim aklımdan çıkmayan tatlardan biridir.
- Pilavuna: İçi hellimli, kuş üzümlü, naneli ve mahlepli bir çörektir.
- Kıbrıs makarnası: Magarına belki neredeyse milli yemektir, fırın makarna yapımında erkekler yarışabilir.. Erkekler de çok güzel yemek yapar. Kıbrıs'ta eski tip makarnalar da sazların etrafında dolanarak hazırlanır.
- Molihiya: Mısır ve Ortadoğu'da olup, Türkiye'de neredeyse hiç bilinmez. Nefistir. Biraz ısırganotuna benzese de tipi tadı başka hiçbir yeşilliğe benzemeyecek kadar karakterlidir. Yazın evlerde kurutulur. Benim için teyzemin, dedemin evidir kurumakta olan molihiya kokusu.
- Harnup: Daha çok bilinen ismi ile keçi boynuzu artık şekerin en güzel alternatiflerinden biri. Tatlılarda ve kahve dahil pek çok içecekte keyifle kullanabilirsiniz. Kıbrıs'ın harnupunun tadı da bir başkadır.
- Kıbrıs'ın etleri: Ada hayvanları çok daha doğal beslenmiş olduklarından en basit köfte bile çok daha lezzetlidir. Etler kekik kokar. O yüzden en az 2 kere et yeyin derim.
- Kıbrıs mezeleri: Kıbrıs'ta, coğrafyası sebebiyle Lübnan-Arap ve Mısır etkisi de var, Türk göçmen ve Rum etkisi de. İşte o yüzden çok farklı yerlere götürebilir sizi.
- Kıbrıs'a gidince yemeden gelmemeniz gereken mezeler: Tahin limon (eti banarak), hellim, Kıbrıs sucuğu-pastırması, haşlanmış börülce, kazayağı, gappar turşusu, kişnişli kerevizli salata, Kıbrıs enginarı yapraklarıyla, bullez, Kıbrıs patatesi silkme, mücandra pilavı, bulgur köftesi.
- Kıbrıs'ın eti çok lezzetli olduğu için kebaplarını da yiyin. Kuzu gömleğine sarılı köfte olan şeftali en meşhurudur, bumbar dolması da... Ama onun haricinde buraya göçmüş Türkiyelilerin kebap bilgisi ile lezzetli etlerin karışımı olan bütün kebaplar müthiştir. Ve tabii ki Kıbrıs döneri.
- Bir de hiçbir gastronomik öneride bulamayacağınız bir cips önereceğim. Kıbrıs'ın Ten Ten cipsinn soğanlı sirkelisini denemenizi şiddetle tavsiye ederim.
Kıbrıs ta gidebileceğiniz güzel lokantalar ve uğranması gereken mekanlar.
Geleneksel Kıbrıs yemeklerini tam Ayasofya Selimiye caminin altında yiyin.
Enişte’de döner tadın.
Girne Ambiyance'da deniz kenarında hem yemeğin hem de deniz havasının keyfini çıkarın.
Ezic mangalın ve kebabın güzel mezelerle keyfini çıkarın.
Lefkoşa'da muhakkak sur içini gezerken bandabuliadan alışveriş yapın. Size tüm güzellikleri anlatmalarını isteyin. çakıstezinizi, harnup pekmezini, çiçeksuyunuzu buradan alın. Arasta pazarı, özerlat kahvecisinde bir Kıbrıs kahvesi ve hellimli bitta tadın.
Ekmek kadayıfı, içi dolu, sütlü börek, kayık pasta, bastiç için tek bir adres olan Budak Pastanesi’ne uğrayın.
Ortaköy Peksemet fırınına uğrayın, taze peksemetin tadına varın.
Bir de Kıbrıs'ta fırsat bulduğunuzda balık yiyin. İki tane önemli balık var tadına baktığınızda müteşekkir olacağımız. Biri lahos öbürü ise barbun. İkisinin de tadı baş döndürücüdür. Artık balığı da yemeye kıyamaz olduk ancak bunun hakkını vererek az ve öz tadına bakın. Benim en sevdiğim Şirinyalı restaurant Vasilya'da.
Logos’ta Kıbrıs patatesi ve gollandrolu salata yemek gerek.
Yemekleri orta üstü ama manzarası için gitmeye değer Kibele restaurnatı unutmayın.
Carmi de pub’da İngilizlerle takılın.
Lefke'ye gidip karanfilli Kıbrıs çöreği alın.
Bir de söylemeden edemeyeceğim Türkiye'de yiyebileceğiniz en iyi Çin ve en iyi Hint lokantalarından daha iyi olan Çin ve Hint lokantası Dragos ve Jashan’ı da unutmamak lazım..
Ve inanın halen liste eksik, yazacak, bahsedecek halen oradan çok güzellik kaldı ki..
Haydi bu ekonomik krizde başka memleketlere gitmeyelim. Paramız kendi memleketimizde kendi insanımıza kalsın.. Daha fazlasını keşfedelim.