Hepimiz ama hepimiz ayrı ayrı minik içli köfteler olduk. İçimiz ayrı yanıyor, dışımız ayrı, kabuğumuz sertleşirken bir taraftan da bir parmak darbesi ile darmadağın olabilirmişiz gibi...
Oyunların hepimiz farkındayız, fakat bunları yorumladığımız senaryolar bambaşka. Dış mihrakları suçlamaktansa kendi içimize dönüp birbirimize sahip çıkmak, birbirimizi farklılıklarımızla kabul etmek, tek çatının altında yaşayabilmek için hepimiz yaptıklarımızı ve düşündüklerimizi gözden geçirmeliyiz. Ön yargılarımızı, küskünlükleri bir tarafa bırakıp bizi biz yapan değerlerimize sahip çıkmalıyız.
Haftanın Fikri: Mısırla dünyayı fethetmekBu hafta sizi bulunduğumuz topraklardan biraz uzaklaştırmak ve 21. yüzyılın bağımlılığı olan şekerin ve etrafındaki politikaların adımlarından bahsetmek istiyorum.
1)
Amerika’da ilk olarak bir ürün bulunmalı idi, çok verimli, besleyici. Asya’nın pirinci, Anadolu’nun buğdayı gibi Amerika’nın da temel besin maddesi olarak mısırı vardı.
2)
Ancak mısır daha verimli olmalı idi. Bundan 30 yıl evvel hektar başına 1250 kg mısır alınırken 12500 kg hasat edebilir oldular. Tarım ilaçları, gübreciler ve tohumcuların seferberliği ve en sonunda tekelleşmesi ile bu becerildi.
3) Daha fazla alana mısır ekilmeli, tek seferde çok ürün alınabilmeli idi. Şu an Amerika’nın %30’u mısır yetiştirmeye ayrılmış durumda. Bunu temel olarak üç şekilde sağladılar:
1-Devlet destekli politikalar ile mısır maliyetinin altında satılarak kar edilen bir duruma geldi.
2-Mısırdan elde edilenlerle gıda sektörü için maliyet düşürecek, raf ömrü yükseltecek, saklama koşullarını kolaylaştıracak faydalar için devlet destekli araştırma laboratuvarları ile bir evvel yüzyılın sonlarında keşfedilen şeker şurubu, diğer yan ürünler 70’ler itibariyle yeni roller kazanmaya başladı.
3-Tarım sektörleşti: Kendi arazilerinde çiftçilik yapan eğitim ve imkanları kısıtlı olan çiftçilerden mekaniğe ve büyük alanlarda yatırımcıların kontrolünde olan tarıma dönüldü.
4) Mısıra bağlı üretim ve tüketim fast food, hayvancılık, çikolata ve kek, su hariç bütün içecek sektörleri, hatta pil ve deterjanların içine kadar girdi.
5) Saklanabilir bir ürün de olan mısır ile ekonominin çok önemli bir kısmı kontrol altına alınmış oldu. Artmayan hatta düşen et, ekmek vs. gibi temel besin kaynakları sayesinde ekonomi de çok daha kontrol edilebilir hale geldi.
6) Tohumlar patentlenip tek bir markanın kontrolüne girince ve buna direnen çiftçiler denetçilerle ve havada uçuşan tohumlardan dolayı dava edildikçe hem üretimde hem de tüketimde müthiş bir kontrol oluştu. Mısır fiyatları ile ilgili en ufak bir oynama kelebek etkisi yaratarak hükümeti dahi tehdit edebilecek boyutlara ulaştı.
7) Eh hal böyle olunca mısır ve şeker yasaları Amerika sınırlarını aşmalı ve dünyayı kontrol etmek için adımlar atmalıydı....
Haftanın Tarifi : Başka Türlü İçli köfteKızarmayan buharda tatlı tatlı pişen el mahareti olarak da çok az zahmetli nefis bir içli köfte.
* 3 çorba kaşığı irmiği yarım su bardağı kaynar suda yarım saat kadar bekletin.
* 1 büyük avuç yeşil mercimeği bir tencerede 7 dakika kadar bol suyla haşlayın. Mercimekler tam pişmesin, dişe gelir kıvamda olsunlar yeter.
* 300 gr mantar, 1,5 adet soğanı ve 3 diş sarımsağı yemeklik doğrayın. Eğer yabani mantarlar bulabilirseniz çok daha lezzetli olacaklardır.
* 4 çorba kaşığı zeytinyağını ısıtıp içerisine sırasıyla soğan sarımsak ve mantarları atın. Mantarları atarken hepsini birden atmayın; tavayı soğutup sularını bırakabilirler. Üzerine yarım haşladığınız mercimekleri ekleyin.
* Ardından,1,5 çay kaşığı tuz, 1,5 çay kaşığı karabiber, 1 tatlı kaşığı tatlı toz biber, 1,5 çay kaşığı pul biber ile harcınızı lezzetlendirin.
* Malzemeler iyice karışıp birbirlerine renklerini verene kadar kavurun.
* Mercimekler de pişince altını kapatıp soğumaya bırakın.
* Harç soğurken mutfak robotuna, 2 su bardağı köftelik bulguru, şişirdiğiniz irmiği, 2 yumurtanın akını, 1 tatlı kaşığı kimyon ve 1 çay kaşığı tuzu koyup çalıştırın. Robot çalışırken içine yavaş yavaş 1,5 bardak ılık suyu ekleyin. Bu noktada çok cıvık bir hamurunuz olacak, karışım iyice özleştikten sonra içine 4 çorba kaşığı unu da yavaş yavaş ekleyin: Un hamuru daha iyi tutacak ve şekil vermeyi kolaylaştıracak. Bulgurun cinsine göre de un miktarını biraz arttırıp azaltabilirsiniz.
* Hamuru robottan alın ve bir kaç dakika elinizle de yoğurun.
* Ardından 45 gramlık toplar alın ve tezgaha yayıp arasını ıslattığınız iki kat streç filmin arasına yerleştirin. Merdaneyle 1 cm kalınlığında yaklaşık 15 cm genişliğinde açın. Dikkat: Daha ince açarsanız çatlayabilirler.
* Yuvarlak şekilde açıp ortasına 2 tatlı kaşığı kadar harç yerleştirin. Harcı hamurun tam ortasına değil ortanın biraz üstüne yerleştirin ki kapatınca düzgün şekil verebilin.
* Üstteki streç filmi kaldırın ve alttaki streç filmi harcı hamurun üzerine hamurla beraber katlayın.
* Metal bir kase veya geniş ağızlı bir bardak ile hamurun katlanan kısmını streç film üzerinden iyice bastırıp kapatın. Böylece D şeklinde kapalı içli köfteleriniz hazır.
* Harç ve hamur bitene kadar bu şekilde köfteler hazırlamaya devam edin.
* Geniş bir düdüklü tencerenin altına 3 parmak kadar su koyup kaynatın.
* Tencerenin buhar aparatına içli köfteleri yerleştirin ve ayağıyla birlikte suya değmeyecek şekilde tencereye yerleştirin.
* Buhar moduna aldığınız düdüklü tencerenin kapağını kapatın ve 10 dakika pişirin.
* İçli köfteler pişerken, 3 çorba kaşığı tereyağını bir tavada eritip biraz kahverengileşinceye kadar karıştırarak ısıtın. Üzerine 1 çorba kaşığı domates salçasını ekleyip kavurun.
* Salça kavrulduktan sonra 2 avuç kadar cevizi elinizle iri parçalara bölüp içine atın. Sosla ve frenk maydanozu ile servis yapın.
Haftanın SorusuFotoğraftaki nedir tahmin edebilir misiniz? Dışım normalde bembeyazdır, beni kısık ateşe koyarsanız yavaş yavaş meydana çıkar sonra da kavruldum mu bu hale gelirim....
rbirgul@hurriyet.com.tr adresine doğru cevabı gönderen 10. kişi Refika’dan için ürettiğimiz bir adet emaye meze seti kazanacak...
Haftanın Sözü“Sanayileşme tabiatı öldürdü. Oysa tabiat insanın en hayati parçasıydı. Her şey düzen, mecburiyet ve rekabete dönüştü. Sait Faik, Orhan Kemal, Orhan Veli’nin aylaklıkları sevdalı düşleri olmasaydı, birer küçük memur ya da içgüveysi kalacaklardı sonunda...’’
Buket Uzuner
İki Yeşil Susamuru