Çok parlak ve renkli bir yerde ilerliyorum. Dev bir tarator şelalesi etrafında brokoliden insanlar, havuçtan ağaçlar var. Herkes birbirinin parçalarını koparıp şelaleye banıp yiyor, koparılan parçalar hemen geri büyüyor.
Herkes mutlu, ortalık şenlikli... Bir nehir var, sulu gavurdağ gibi. Buranın neresi olduğunu anlamaya çalışırken uyanıyorum. Cennetimin böyle bir yer olabileceği fikri hem komik hem ürkütücü. İki haftadır mutfağımdan uzak, devamlı bir yerlerde bir şeyler tadıyordum, döndüğümde yemek yapmayı özlemiş bir şekilde ellerim kaşınıyordu. Kendimi fazla kaptırmışım; yazı tesliminden evvelki sabah bu rüyayla uyandım. Bu arada 20'nin üzerinde batırmalıklar denedim ve bazılarını paylaşmak istedim...Devamı için
tıklayınız.