Mahalle fırını, kasabı, bakkalı, buzdolapçısı, eskicisi, küçük ev yemekleri veya lezzetli lokantaları, kuruyemişçisi, ev ev gezen tesisatçısı, kuaförü, berberi, ahşap ustası, sahafı... Esnaflık aslen kutsal bir kavram. Bu insanlar kimileri için nostaljik, büyük bir sitede yaşayan biri içinse var olması imkânsız kavramlar. Oysa ben uzaklarda değil İstanbul’un merkezi sayılabilecek Üsküdar’a beş dakika mesafedeki Kuzguncuk’ta oturuyorum. Saydığımdan fazlası küçük sokaklara birer ikişer dağılmış bir şekilde mevcut. Kimini kazıkçı buluyoruz, “Ama malı iyidir” diyoruz, kimini seviyoruz, destek olmak istediğimizden ondan da alışveriş yapıyoruz, bazen iki kasabı veya iki fırını da sevip bir ondan bir diğerinden almaya çalışıyoruz. Bizim mutfağa dekor olarak sepet, ofislere dekoratif ahşap kasa gerektiğinde İnebolu Pazarı yardıma koşuyor. Çok misafirimiz olduğunda ya fırınımızda ya da Ekmek Teknesi’nde hazırladığımız pideleri pişirebiliyoruz. Üstümüz kirlendiğinde veya alışverişimiz geldiğinde S&P outlet, 15 metrekarede bir AVM tatmini yaşatabiliyor. 20 mağazada bulabileceğimiz markalar emrimizde. Taksi durağımızdan biz bir yere gitmeden bize almasını, yapmasını istediklerimiz güzel bir Sait Faik öyküsü olabilecek cinsten. Mahallenin eskicisi Halis Abi’ye “Bize ucuza sandalye bul, kapı bul, çini mozaik bul” diyerek naz yapıyoruz.
Esnaf mutluluğumuzu koruyor. Sabah güleryüzüyle verdiği selamla başlıyor işe. Aynı zamanda işyerimi koruyor, kim girmiş kim çıkmış, ekipten kim benden habersiz ne siparişi vermiş sonra onunla ne yapmış tek tek haber veriyor. Daha sonra canımın çekeceğini gözümün önüne koymuyor. Herkesin ortalama ihtiyacı olan var. Ayaklarımız her daim yere basabiliyor. Böylelikle ben fark etmeden beni ihtiyacım olamayandan, canımı çektireceklerden koruyor.
İYİ GÜNDE KÖTÜ GÜNDEAVM yapımının ekonomiye sağladığı katkı aşikâr. İnşaat, bir ekonomiyi en hızlı canlandırma yöntemi. Ancak bu yöntem tam olarak mangalı yakarken saç kurutma makinesi tutmaya benziyor. Bir anda oksijen sayesinde çok hızlı tutuşabiliyor mangal. Ancak tüm mangal boyunca kurutma makinesi tutarsanız sahte bir har oluşur ve iki saat yanması gereken mangal 20 dakikada yanar biter kül olur. İyi olmayan bir ekonomide canlandırma yöntemi olarak inşaat ve AVM anlaşılır olmakla birlikte sonra gelecek krizi hızlandırır ve sonradan yakacak malzeme bırakmayabilir. Oysa esnaf iyi gün ve kötü günde vardır. Veresiye çözümler, ihtiyaçlıya askıda ekmek ve yemekler, kimsenin parası yoksa herkesin bir diğerine el emeğiyle bakmasını sağlar. 1999 krizini hatırlayanlar memlekette neden sosyal patlama yaşanmadığına anlam veremeyenleri de hatırlayacaklardır. Biz zor günlerimizde birbirimize bakardık. Bugün aynısı yaşansa ne olacağını bilemiyorum. Ancak böyle giderse 10 yıl sonra sosyal patlama olacağına emin olabilirim.
DEĞERLERİMİZİ KORUYOREsnaf dediğimiz insan kendi işinin patronu. Dolayısıyla memleketi ayakta tutan orta direği temsil ediyor. Oysa AVM’ler, pek çok marka patronların veya büyük sermayelerin şirketleri. Bu da refahın bir avuç insanda toplanmasına, diğer herkesin çalışan olarak yaşamasına sebep oluyor. Az evvel bahsettiğim değerlerden uzak, para odaklı bir yaşamdan bahsediyoruz. Esnaf, çocukları bakkala göndermeyi, meyve-sebzeyi seçmeyi, çocuk yanlış alınca geri göndererek değiştirme imkânını veriyor. Yazla kışı, iyiyiyle kötüyü ayırt etmeyi çocuklarımıza öğretmeye vesile oluyor. Büyük bir markette her ürün varken esnafta mevsimindekiler oluyor. Mevsimlere göre yemek yemek sağlığın bir parçası.
Bir AVM kaç esnafın sonu demek?İSTESOB Başkanı Faik Yılmaz’ın verdiği bilgilere göre 2005’te 4 milyon olan esnaf sayısı bugün 2 milyona geriledi. Bir AVM ortalama 150 esnafın ölmesine, çok daha fazlasının büyük zorluklar içinde işine devam etmesine sebep oluyor. Bugün 2 milyon esnafın yüzde 30-35’i masrafını ancak çıkarıyor. Yüzde 15-20’si siftah yapmadan kepenk indirebiliyor.
*Unuttuğumuz bir doğum günü olunca Dilim Pastanesi’nde Maria’nın cheesecake’leri hayatımızı kurtarabiliyor.
*Klas Köfte’nin sahibi Kadir abinin motosiklet kazasıyla yoğun bakıma giren oğlu için her sabah ve akşam işe gidip gelirken dua ediyorum.
*Mahallenin fırınını, ekmeklerini bozmamalarını “Eski erişteler daha güzeldi” diye yönlendirebiliyorum.