Yeni Başlangıçlar için Kahvaltı – Hürriyet Cumartesi
Dört gündür Kıbrıs’taydım. Altı günlüğüne de Paris’e geldim. 19 Mayıs “Gençlik ve Spor Bayramı” hem en sevdiğim bayram hem de bir taraftan milli mücadelenin başlama bayramı. Öte yandan bendenizin de doğum günü…35 oldum.
“Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder,
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağındaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider” diyen Cahit Sıtkı dizelerini ilk okuduğumdan bu yana 24 yıl olmuş..
Bana o günlerde “ohooo daha çok var, oraya gelene kadar..! Bak Cahit Sıtkı 46 yıl yaşayabilmiş yolun yarısı derken, dörtte üçüne gelmiş..” derdim.
Oysa şimdi her şey yeni başlıyor gibi geliyor.
Bildiklerimi sanki daha yeni anlıyorum, daha bilmediğim, görmediğim, tecrübe etmediğim, içimde çıkmak için bekleyen onca şey için 12 yaşındaki o çocuktan çok daha fazla heyecanlanıyorum.
Tam başlangıçlardan bahsederken gazeteden Savaş Özbey’den bir telefon aldım, Refika kahvaltı yazısı yazalım mı diye… Bu kadar başlangıçlar ile ilgili düşünürken “kahve altı” öğünümüzün benim için anlamını bir daha gözden geçirdim.
Kahve altı – 2 öğün yeme alışkanlığını farklılaştıran, başka dillerde “oruç bozma” anlamına da gelen ve sonradan oluşan bir kültür olarak hayatmızda var.
Kahvaltı bütün kültürlerde farklılık gösteren bir öğün. Artık moda gibi yemeklerin birbirine inanılmaz benzemeye başladığı zamanda, hamburger, pizza, makarna gibi yemeklerin lüks veya sıradan her restoranda ve dünyanın her yerinde oluşuna rağmen kahvaltı orijinalliğini ve kültüre özgülüğünü koruyor.
Kişisel olarak yurt dışında biraz uzun kalınca ilk özlediğim öğün, yeşilliği, domates, taze peyniri, zeytini ile kahvaltı oluyor. Simit aklıma gelince ister istemez gülümsüyorum. Başka bir ülkede göz yumurtaya konan yağ miktarı veya piştiği kap bile sanki farklı geliyor. Memleketi adeta bir anda insanın burnunda tütmeye başlıyor.
“Sabah kahvaltısını krallar gibi, öğlen yemeğini zenginler gibi, akşam yemeğini fakirler gibi yemeli” düşüncesi ile bünyeye en az zarar verebilecek öğün.
Kahvaltı insanın güne başlangıç şeklini belirliyor. Kendine bir güzellik yapıp, sağlıklı ve lezzetli bir kahvaltı ile güne başlayanın, günün kalanının da çok daha keyifle geçmesi muhtemel oluyor. Eh bir tarafta yeni başlangıçlardan bahsederken, kahvaltı ile hayatımızda yapmak istediğimiz değişikliklere adım atmak da pek mümkün.
Ben de kahvaltı için dışarıda yemek yerine, tüketeceğimizi kendi elimizle üreteceğimiz bir güzellik olsun diye evde kahvaltı hazırlarken işinize yarayacak prtaik fikirler vermek istiyorum.
1 )Kahvaltıyı zenginleştiren:
Sofrada güvecin ısısında pişen yumurtalar…
Biraz zeytinyağ, bir parça tereyağ koyduğunuz güveç kabına, doğradığınız domates, sucuk ve hellimleri koyun ve fırına atın. 220 derecede yaklaşık 15-20 dakika pişirin. Malzemeleri istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz; biraz pastırma, biber de fena olmaz. Masanın ortasında yerini ayarlayın, altta hızlı soğumaması için tahta bir nihale ile masanın ortasına yerleştirin. Ardından yumurtayı kırıp karıştırın. Cızırdamış güveç ve malzemelerin sıcağında yumurtanız hızlıca pişecek. Ama unutmayın bu işlemi tam sofranın ortasında, herkesin önünde yapın ki iştahlar iyice kabarsın!
Güzel peynir tabağı!
İyi bir kahvaltıda çok güzel gözükecek olan peynirler, yeşillikler, kuru meyveler ve ceviz, badem vs. hepsi bir arada olacak şekilde hem az tabak kirleterek hem de ahenkli bir sunum olacak şekilde hazırlayabilirsiniz.
2) Kahvaltıyı pratikleştiren:
Yumurta kabuğuyla uğraşmamak isteyenlere…
Haşlanmış yumurtayı soymak benim için yıllarca sinir bozucu bir süreç oldu. Yarısına kadar su dolu kavanoza yumurtanızı atıp ağzını kapatın ve başlayın sallamaya. Yumurtayı elinize aldığınızda kabuğundan pıt diye ayrıldığını göreceksiniz.
Her daim hayat kurtaran menemenlik.
Hazır domates mevsimi de geliyorken domates, biberli menemenliklerden tek sefer kullanımlık kavanozlar yapıp her zaman mevsiminde domatesin, biberin tadını ve keyfini çıkarabilirsiniz.
3) Sağlıklı öneriler:
Kendi tuzsuz peynirini yapmak
Peynir kahvaltının vazgeçilmezi, ancak hem kalorili hem de tuzlu. Tuzdan kaçınıyorsanız günlük sütü kestirerek lor-çökelek yapıp kendi tuzsuz peynirinizi elde edebilirsiniz.
Sütü kaynatın, ister limon sıkın, ister sirke ile kestirip üstündeki pıhtılaşan parçaları toplayın.
Evde kendi fındık, fıstık veya badem ezmesini yapıp, yemek.
Biraz daha eforla 2 dakikadas ürülebilir çikolata yapmak mümkün. Tarif 29.12.2012 tarihli yazımda.
Lezzet ve enerji bombası, bizden tatlar:
Tahin, bal ve kakaoyu karıştırarak çocuklara sürülebilir çikolata tadında çok lezzetli ve besleyici bir karışım yapabilirsiniz. 1 kaşık bal, 1 kaşık tahin, biraz kakao yeterli…
Güzel ekmek yemek ve yapmak:
Şu an belki de en güzel ekmeği Şemsa yapıyor. Bu yolculuğa da bir gün “ben güzel ekmek yapmalıyım” diye uyanarak başlıyor. Güzel ekmek ve güzel un hepimizin hak ettiği bir şey.
Ne yazık ki ekmeklerimiz, unumuz, mayamız çeşitli nedenlerden dolayı bozuldu. Pratik bir ekşi maya tarifini 23.02.2013 tarihli yazımdan bulabilirsiniz. Ne yazık ki sürekli alabileceğim, kaliteli un arayışım sürüyor. Devamlı ekmek yemek değil ama sabah bir dilim en güzel ekmekten yemek hakkımız diye düşünüyorum.
10 Dakikada Yumurta Kekleri
Bu tarifi bir tarif olarak değil yemek yapma şekli olarak düşünebilirsiniz. İçindeki malzemeleri dolapta olan ne varsa onunla değiştirebilirsiniz. 10 dakikada hazır olacak.
2 dilim pastırmayı, çeyrek kalıp sucuğu, 1 adet köy biberini, 1 adet kapya biberi, 5-6 tane çeri domatesi, 5-6 adet siyah zeytini, 1 dilim beyaz peyniri ve 3 dilim dil peynirini küp küp doğrayın. 2 dal taze soğanı ve 5-6 dal frenk maydanozu ince kıyın. 4 yumurta, 1 çorba kaşığı un, 1 çay kaşığı kabartma tozu, 3 çorba kaşığı süt, 1 çorba kaşığı yoğurt, 1 çorba kaşığı zeytinyağı, 1 çay kaşığı karabiber, 1 tatlı kaşığı tuz ve 1 tatlı kaşığı pul biberi iyice çırpıp doğradığınız malzemelerle geniş bir sürahide karıştırın. Tereyağlayıp unladığınız küçük kek kalıplarına karışımı dökün. Dökerken her kalıba bütün malzemelerden koymaya özen gösterin. 220 derecelik altlı üstlü turbo çalışan fırında 7 dakika pişirip afiyetle yiyebilirsiniz.
Fotoğraflar: Bahar Kitapçı